Kuşak Güreşi Kırım Tatar tarihin
derinliklerinden gelen spor dalıdır. Bele bir kuşak sarılır ve sporcular
birbirlerinin sadece kuşaklarından tutarak hasmının sırtını yere getirmesi
amacına dayanır. Bu spor bugün hala Orta Asya'da, Türkiye'de (Tatarların tepreş şenliklerinde görülebilir) ve Japonlarda Sumo Güreşi olarak yaşatılmaktadır. Kırım lehçesinde "küreş
" denilen bu güreşler ülkemizde hıdrellez, tepreş denilen eğlencelerde ve
düğünlerde gelin geldikten sonra Kırım Türklerinin gelenekleri olarak
yapılmaktadır. Davul zuma eşliğinde yapılan bu güreşleri bayanlar da
seyredebilmektedirler(20).
Kuşak güreşinin
kendisine has özellikleri ve uyulması gereken kaideleri vardır. Bunlar
şöyledir: güreşilecek yer çim veya biraz yumuşak toprak olmalıdır. Güreşçiler
yaş ve ağırlık göz önünde tutularak üç boya ayrılır. Pehlivanlar soyunmazlar;
yalnız ceketlerini ve ayakkabılarını çıkarırlar. İki metre uzunluğunda yünden
dokuma kuşak hazır bulundurulur. Güreşin usul ve kaidelerini bilen tecrübeli ve
tanınmış pehlivanlardan bir başhakem ve iki yardımcı hakem seçilir. Güreşilecek
meydana hakemlerden başka kimse giremez. Güreşe başlamadan önce. Başhakem
güreşin usul ve kaidelerini güreşçilere hatırlatır. Önce üçüncü boydan genç
güreşçiler güreşirler. Adlan söylenilerek çağrılan iki güreşçi meydana
çıkarlar, birbirlerine yakın girerler ve elleşirler. Bel bağlaşırlar
(birbirlerinin bellerini ellerindeki kuşaklarla iyice bağlarlar). Güreşçiler
birbirinin bellerindeki kuşaklardan(sağ el ile yan taraftan ve sol el ile biraz
arkadan) tutarlar.Güreş başladıktan sonra, "koşbel almak" yani iki
eli kavuşturarak rakibini sarmak ve sımsıkı tutmak yasaktır. Yine bu güreşte
ayaktan tutmak da kafiyen yasaktır. Kurallara uymayan güreşçi hakem tarafından
ihtar alır ve ikinci ihtarda güreşmek hakkını kaybeder. Güreşçinin "koyan
koltuk" almaya, yani iki elini de rakibinin arkasına çıkarak ve kuşaktan
tutarak güreşmeye hakkı vardır. Güreşçi içeriden "ırgak aldığı"
(rakibinin bir ayağını iç taraftan ayağıyla iliştirdiği) vakit, bir eliyle
rakibinin boynundan tutarak güreşebilir. Yıkılan güreşçinin "salka
düşmesi" yani omuzunun da yere değmesi şarttır. Güreşçi rakibini sayı ile
de yenebilir. Baş ve yardımcı hakemler dikkatle takip ederler ve güreşçilerden
hangisinin daha hareketli daha iyi güreştiğini, hangisinin usul ve kaidelere ha
çok riayet ettiğini gözde tutarak, ona göre sayı verirler. Üçüncü boy için
güreşme müddeti on beş dakika, ikinci boy için yirmi, birinci boy için de yirmi
beş dakikadır. Belirtilen süre içerisinde, "salka düşme " olmadığı
veya sayı ile yeniş de olmadığı takdirde güreş 10 dakika uzatılır. Bu süre
içerisinde daha aktif olan, güreşi galip bitirir.
Başpehlivanlık güreşi; Birinci boydan
itibaren rakibini yenerek galip ilân edilen pehlivanlar, başpehlivanlık için
güreşirler. Rakip veya rakiplerini yenerek, yenilmeyen güreşçi başpehlivan
ilân edilir. Ayrıca, başpehlivanlık ilcin tahsis edilen ödül kendisine
verilir.78 Bu ödül; koç, l koyun, kuzu, dana gibi hayvanlar olduğu gibi, ayrıca
güreş alanının kenarına "cülde " denilen büyük bir sırık dikilir.
Bunun üzerine galip gelen güreşçilere verilmek üzere mendil, peşkir, havlu,
çevre, gömlek, tokuz gibi birçok hediyelik eşya bağlanır. Baş pehlivana
"Tokuz", "Koç" gibi en büyük hediye verilir. Kuşak
güreşinde uygulanan bazı oyunların adları şunlardır: · Pervane (Çabalakka
almak) · Yanbaş (Çanbaş) · İç çelme (Çenge,içten ırgak) · Dış çelme
(Çenge,Dıştan ırgak) · Tırpan (Ayağa kakma,Topşayak,Şaltayak) · Ayı sarması
(Ayı urgak) · Tavşan koltuğu(Koyan koltuk) · Dize alma (Tizge alma).
Bugün Türkmenistan'da
kuşak güreşi millî spor olarak yapılmaktadır. Anadolu'ya kuşak güreşini getiren
Kırım Türkleri, bu güreşi Türkmenistan taraflarından Kırım'a göç ederlerken
getirmişler ve yaşatmışlardı
0 yorum:
Yorum Gönder
Lütfen konuyla alakalı yorumlar yapın. Kırımın Sesi