TARİHCİNİN GÖZÜNDEN



Merhabalar sayın okurlar, bu ayki yazımda sizlere bilgi vermekten ziyade dikkatinizi daha geçtiğimiz hafta yaşanan bir olaya çekmek istiyorum. Eminim ki bu yazımdan sonra tarihi değeri olan her türlü yapıya karşı daha dikkatli olacaksınız.
Evet sevgili okurlar bundan tam bir hafta önce gerek sosyal medyada gerek ise televizyonlarımızda bizi üzen bir olaya tanıklık ettik. İtalya’ya Erasmus Öğrenci Değişimi programı ile giden bir öğrencimiz Roma’da bulunan 1800 yıllık tarihi bir yapıya madeni para ile ismini yazmıştı. Bunu gören ve duyan yetkililer anında öğrencimizi sorguya almışlar ve 200 Euro gibi bir para cezası ile serbest kalan öğrencimiz ardından Roma Belediye’si tarafından öğrencimize 2 bin Euro tazminat cezası verildiğini öğrendik. Bu olayın başkahramanı öğrencimiz ise olay sonrası verdiği cevabında ‘’ Yasak olduğunu bilmiyorum ‘’ demiş. Avrupa’da ki tarihi değerlere nasıl sahip çıkıldığını buradan görmek mümkün. Aslında öğrencimiz tabiri caiz ise ucuz kurtulmuş. Bir insan bu kim olursa olsun bir tarihi yapıya ismini nasıl yazabilir ? Tarihi mekanlar ve binalar bizim sahip olduğumuz güzelliklerin başında gelmektedir. İstediğim şu ki bizim ülkemizde bu tarz olaylara para cezası verilmesin, vatandaşlarımızı öyle bir bilinçlendirelim ki kimse bu tür davranışları sergilemesin. Gelelim esas konumuza, geçen Pazar günü Beşiktaş’a gittiğimde Çırağan Sarayı’nın yanından geçerken dikkatlice bu tarihi yapıya göz attım.
Öyle güzel işlenmiş sütunları vardı ki Çırağan Sarayı’na her gün gitsem hayranlık ile bakarım. Aynı zamanda Çırağan Sarayı Barok Mimari tarzının en güzel örneklerindendir. Dikkatimi çeken nokta şu oldu o tarihi sütunlara adını yazanlar, sevgilisi ile kendi ismini yazanlar ve yazılmış, çizilmiş bir takım simgeler gördüm. Ülkemizde tarihi yapıların neden bu kadar gözardı edildiğini anlamış değilim. Tarih diğer yazılarımda da belirttiğim gibi geçmiş ile günümüz arasında ki köprüdür. Biz nasıl oluyor da bu köprünün bacaklarını yıkmaya çalışıyoruz? Diyoruz ki Türkiye çağdaş bir ülke. Evet çağdaş olma yolunda ilerliyoruz fakat bakın diğer çağdaş ülkelere tarihi yapılarına ve değerlerine son derece önem veriyorlar. Lütfen sayın okurlar bu yazıyı eşinize, dostunuza anlatın. Bu konuda bilinçlenmemiz gerekmekte. Olaya sadece Osmanlı Devleti’nin eserleri çok önemli diğer medeniyetlerin eserleri bizi ilgilendirmez onlara her türlü zararı yaparız da demeyin.
Tarih bir bütündür parçalanamaz. Bu eserler bizim tapularımızdır.

Geçen sene Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden mezun olurken son kez Afyon Kalesini görmeye gitmiştim. Orada da manzara aynı idi. Hititlerden beri kullanılan o tarihi kaleye bir vatandaşımız gidip kalenin surlarının en köşe kısmı denilecek yere sprey boya ile ismini yazmış. Ben bunu gözlerim ile gördüm. Bu anlattığım zararlar eminim ki Türkiyemiz’in her yerinde vardır. Sizleri bu konuda biraz daha duyarlı olmaya çağırıyorum. Bu mühim köprünün bacaklarını kesmeyin, bu eserlere çok iyi bakmalıyız. Hatta gözümüzden bile sakınmalıyız. Eminim ki siz değerli okurlarımız bu yazından sonra bu konuya karşı hassasiyetiniz artacaktır. Tarihimizi koruyalım ve bu konuda bilinçlenelim.

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen konuyla alakalı yorumlar yapın. Kırımın Sesi