TOY VAKTİ

emre seven

Aylardır beklediğimiz hayalini kurduğumuz hazırlandığımız gün geliyor. Benim bir yabancı olarak Herson’dan geçişime müsaade olmadığı için Elvina ile Krasnodar üzerinden uçakla varıyoruz Vatan Kırım’a.
Herson’a nazaran çok daha rahat oluyor bu kez Kırım’a gelişimiz, İstanbul-Krasnodar uçuşumuzun üç saat ertelenmesi dışında. Krasnodardaki pasaport görevlisi polis bana nerede kalacağım dışında herhangi bir soru sormuyor. Fakat Elvina’ya bir sürü soru soruyor bir Ukrayna vatandaşı olarak. Pasaportlarımıza mühürü vurdurup, Hersondakine göre oldukça konforlu Krasnodar havaalanından kısa bir yolculukla Akmescite varıyoruz.
Elvina’nın görür görmez yenilendiğini söylediği, Ukrayna’nın daha önce reddettiği ama işgalden sonra! Ahmet Han Sultan ismini verdiği Akmescit havaalanından Elvina’nın abisi Ablazın arabasıyla eski ismi Seyitler olan Nijnegorskiy köyüne doğru yola çıkıyoruz.
Köye vardığımızda ev ahalisi oldukça sıcak karşılıyor bizi. Bu insanları ve Kırım’ı ne kadar özlediğimi çok daha iyi anlıyorum.
Son hazırlıkları yapıyoruz. Elvina’nın Türkiye’den getirdiğimiz gelinliğinde sorun çıkınca Akmescitten yeni bir gelinlik alıyoruz apar topar. Benim hepsi tarak tamgalı kravatımı kol düğmelerimi ve saatimi ise oraya her geldiğimde her şeyi almak istediğim Kırımtatar mağazası Hazine Milliy Merkezi’nden alıyoruz.
Düğün günü gelince Elvina ile birlikte kız kardeşinin Mazanka’daki evine geçiyoruz. İşgalden sonra Kırım’a giriş zorlaştığından ötürü bu yolculuğu kaldıramayacakları için düğüne gelemeyen anne ve babamı düşündükçe hem üzülüyorum hem de sinirleniyorum buna sebep olanlara.
Düğün sabahı Elvina erkenden kuaföre gidiyor. O gidince evdekilerle iletişim kurmam zorlaşıyor ancak Kırımtatarca ve Türkçe arasındaki benzerlik sayesinde hallediliyor her şey.
Bir kaç saat sonra Elvina fotoğrafçı ve videocularla varıyor eve. Onu gelinliğiyle görünce dünyalar benim oluyor.  Fotoğraflarımız çekildikten sonra beni arabasıyla gelin çiçeğini almaya götürecek olan Ablazı bekliyoruz. Fakat vakit daralınca Elvina’nın akrabası Timurla gidiyoruz çiçeği almaya. Yakama takılıyor çiçeğin bir kısmı. Son sürat dönüyorüz toy evimize.
Eve vardığımızda tüm akrabaların geldiğini görüyorum. Hepsi sevinçle karşılıyor beni. Normalde yapılacak olan kapı kapatma merasimine vakit kalmadığı için direk geçiyoruz bizi bekleyen limuzine. İmam nikahımız ve dış mekan fotoğraflarımız için Bahçesaraydaki Hansaray’a doğru yola çıkıyoruz.
Kapıyı açmak için bana yaptıramadığı şeyleri arabada yaptırıyor baldızım Zera. Önce Kırımtatarca bir kaç söz söylememi sonra da Kırımtatarca bir şiir okumamı istiyor. Bir kaç laf ettikten sonra Numan Çelebicihan’ın Ant Etkenmen şiirini okuyorum ezbere.
Yolda bizi gören bir çok araba korna çalarak tebrik ediyor bizi. Kornalar ve bize bakan meraklı gözler eşliğinde varıyoruz Hansaray’a. Hansaraydaki Han Camii’nin Türkiye’de imam hatip okumuş, tamgalı t-shirtli imamı bizi gülümseyerek karşılıyor güzel camiinin kapısında.
Çoğunlukla Kırımtatarca ve bazen Türkçe uzun bir konuşma yapıyor sevimli molla. Uzun uzun kaybedilen değerlerden İslami usullere göre yaşamanın gerekliliğinden bahsettikten sonra şahitlerimiz eşliğinde kıyılıyor nikahımız. Hatıra olarak bir belge veriyor bize mollamız.
Daha sonra fotoğraf çekimine geçiyoruz. Hansaray’ın bahçesinde ve Akmescit ile Bahçesaray arasındaki bir restoranda çekiliyor fotoğraflarımız. En sonunda ise düğünümüzün yapılacağı restorana doğru yola çıkıyoruz. 
Restorana vardığımızda heyecandan içimiz içimize sığmıyor. Arabadan indiğimizde düğünümüzün sunuculuğunu yapacak olan ATR kanalından Rıdvan Halilov bana biraz sonra orkestranın duracağını, bizi anons edince de giriş yapacağımızı söylüyor. Ve bir kaç dakika içinde anons ediliyoruz. Önümüzde Mishor Hızı melodisiyle oynayan bayanlar ile alkışlar eşliğinde giriyoruz salona. Salonun ortasına geldiğimizde sunucumuzun takdimiyle, Ukraynalı Okean Elzy grubunun çok sevdiğimiz Na Nebi şarkısı ile ilk dansımızı yapıyoruz. Şarkı seçimimizi beğenen fotoğrafçı Ukraynaca bir şarkı seçtiğimizden ötürü takılıyor bize.
-Ayrılıkçılar sizi! Güzel seçim!
Alkışlar eşliğinde masamıza geçtikten sonra düğün sahibi olarak kayınvalidem ve Elvina’nın babasının birkaç yıl önce vefat etmiş olması sebebiyle abisi Ablaz takdim ediliyor konuklara. Daha sonra konuklar arasında bulunan ve rahmetli kayınpederimin öğretmenliğini yapmış olan hoca hanım bir konuşma eşliğinde içinde Elvina’nın dedesinin yaşadığı köyün tarihini anlattığı ve içinde Elvina’nın akrabalarının hikayelerinin de bulunduğu kitabı hediye ediyor kayınvalideme.
Bu güzel jestten sonra Ablaz ve eşi Elvira alkışlar eşliğinde sahneye çıkıyorlar dansı başlatmak için. Önce ağır hava haytarması çalınıyor sonra da adet gereği onlarla dans etmek isteyen konuklar orkestraya istedikleri şarkıyı çaldırıp Ablaz ve Elvirayla tek tek dans ediyorlar dansın sonunda onlara para vererek.  Kelin Kiyov haytarması çaldığında ise adet gereği biz masadan eşlik ediyoruz onlara. Beni hayatlarında sadece bir kez gören, Türkiyede çalıştığım kurumda dil sınavına girerken kolumdaki tamgalı bayrağı görmeleriyle tesadüf eseri tanıştığım Rumeysa, Elnara ve ailesinin de düğüne gelmiş olması ve dansa eşlik etmesi apayrı mutlu ediyor beni. Bu tertemiz insanlar sayesinde daha bir seviyorum Kırımlıları.
Daha sonra sahneye Kırımtatar milli kıyafetlerini giymiş iki profesyonel dansçı çıkıyor ve bize enfes bir dans şöleni sunuyorlar. Hayran kalıyoruz. Dansıyla yemekleriyle Türk düğünlerine göre oldukça farklı olan bu düğün törenini giderek daha fazla sevmeye başlıyorum.
Profesyonellerin ardından önce biz olmak üzere herkes dans için sahneye davet ediliyor. Slow dans müziğinden sonra haytarma başlıyor. Hayatımdaki ilk haytarmayı oynuyorum ne yapacağımı pek bilmeden. Daha sonra ise çalan müziğe inanamıyorum. Benim Türkiye’den geldiğimi bilen ünlü Hayat orkestrası benim için Ankara havası çalıyor. Bu jestlerinden ötürü onları selamlayarak oynuyorum Ankara havasını gururla.
Toplu dansın ardından yerimize geçiyoruz. Bu kez sunucu Rıdvan Halilov konuklarla bir oyun oynayacağımızı söylerek misafirleri Emre takımı ve Elvina takımı olarak ikiye ayırıyor.  Orkestranın bir Kırım şarkısının girişini 5-6 saniye çalıp duracağını ve bunun hangi şarkı olduğunu bilenin bir puan kazanacağını söylüyor. Kıran kırana bir mücadele başlıyor. Başlarda eşit geçen yarışmada Elvina’nın takımı sonlara doğru – Elvina’nın da gelin olarak bir şarkı bilmesinden kazandıkları iki puanla – oldukça öne geçiyor. Emre takımı durumu toparlayıp farkı ikiye indiriyor. Son şarkıda ise konukların oldukça şaşırdıkları bir şey oluyor. Orkestra “Ey guzel Qırım” şarkısına başlar başlamaz elimi kaldırıyorum. Türk oluşumdan ötürü benden cevap beklemeyen sunucu el kaldırdığımı görünce koşarak yanıma gelip mikrofonu uzatıyor bana. Gururla cevaplıyorum.
-Aluşta’dan esgen yeller/Ey guzel Qırım
-Hay maşallah! Kiyov takımına iki puan!
Benim cevabımla birlikte yarışma 7-7 sona eriyor. Doyasıya alkışlıyor konuklar kendi kültürlerinden bir şarkıyı ilk saniyeden bilen kiyovlarını.
Yarışmadan sonra yine profesyonel dansçılar bize muhteşem bir gösteri sunduktan sonra bu kez Elvina’nın kız kardeşi Zera ve Süleyman para dansı için sahneye çıkıyorlar. Bir sürü konuk doyasıya dans ediyor istedikleri şarkıyı orkestraya çaldırarak.
Süleyman ve Zera’nın ardından profesyonel dansçılardan biri bu kez enfes bir Özbek dansı sunuyor konuklara. Sonra pasta merasimi için biz sahneye çıkıyoruz. Pastamızı kestikten sonra adet gereği pastayı Türk düğünlerinin aksine birbirimize değil annemize ikram ediyoruz. Tam yerimize oturacağımızı düşünürken bir anons geliyor Rıdvan Halilov’dan.
-Saygılı misafirler. Şimdi en beklenilen an geldi. Gelin Kiyov haytarması!
Düğün merasiminin en beklenilen anı bu misafirler için. Dans sırası gelin ve kiyovda yani Elvinam ve bende şimdi. Ağır hava haytarmasıyla başlıyoruz oynamaya birbirimizin gözlerine bakarak. Bütün bu olanların yaşananların gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu bakışlarımızla birbirimize anlatarak. Neredeyse bütün konuklar dans etmek için sahneye çıkıyorlar bizimle. Saatlerce sahnede kalıyoruz akrabalarımıza uzun uzun sarılıyoruz çalınan şarkılar eşliğinde.
Düğünün sonunda hayatımızın en mutlu hatıralarından birini yaşamış olarak biniyoruz arabamıza 12’den sonra. Bizi kalacağımız otele bırakacak olan Ablaz ve Elvira’nın da o gün 13. evlilik yıl dönümleri olduğunu öğrenmek apayrı bir sürpriz oluyor. Ablaz eşi Elvira’ya 13 yılın çabucak geçtiğini oğulları 12 yaşındaki Emir’in düğün gününe hazır olmaları gerektiğini yılların çabucak geçeceğini söylüyor.
Haklı buluyorum kayınbiraderimi. Gözlerimin önünden geçiyor Elvina’mı gördüğüm ilk andan beri yaşadıklarımız. Bir yıl önce haberim yokken Elvinamın ve bu güzel toprakların varlığından, şimdi eşim olarak beyaz gelinliğiyle yanımda duruyor Elvinam bir Kırım akşamında. Ve anlatılacak müthiş bir hikaye hatıramda. Allah herkese böylesine bir mutluluk böylesine bir hikaye nasip etsin diyerek bitiriyorum yazıyı.
Sağliknen kalnız... Geceler hayrolsun!



0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen konuyla alakalı yorumlar yapın. Kırımın Sesi