Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş,
"Kırım halkı hem haklarına ve onurlarına sahip çıkarak mücadele etmiş hem
de tarih boyunca yine az evvel ifade edildiği gibi hiçbir zaman silaha, teröre
ve kendisini zulmedenlere karşı bile isyana sürüklenen bir hava içerisinde
olmamıştır. Dolayısıyla Kırım tarihi hem hüznün tarihidir, hem sabrın tarihidir
ve inşallah da zaferin tarihi olacak zaferle taçlanacaktır" dedi.
Kurtulmuş, Bilkent Otel'de yapılan Dünya Kırım Tatar
Kongresi 2. Toplantısına katıldı. Birinci Kırım Dünya Tatar Meclisi Kongresinin
Bahçesaray Akmescit'te yapıldığını anımsatan Kurtulmuş, "İkincisine burada
Türkiye olarak ev sahipliği yapıyoruz. İnşallah bundan sonraki kongrenin
yeniden Kırım topraklarında, yeniden Bahçesaray'da, yeniden Akmescit'te yapılmasını
Cenabı Allah'tan dilerim" dedi.
Kırım halkının ve Kırım Tatarlarının tarihinin
"acılar" tarihi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Gerçekten Kırım tarihi acının, sürgünün, hüznün,
baskının, zulmün tarihidir, hem de aynı zamanda mücadelenin ve mücahedenin
tarihidir. Kırım halkı, hem haklarına ve onurlarına sahip çıkarak mücadele
etmiş hem de tarih boyunca yine az evvel ifade edildiği gibi hiçbir zaman
silaha, teröre ve kendisini zulmedenlere karşı bile isyana sürüklenen bir hava
içerisinde olmamıştır. Dolayısıyla Kırım tarihi hem hüznün tarihidir, hem
sabrın tarihidir ve inşallah da zaferin tarihi olacak zaferle
taçlanacaktır."
"1944 yılının 17 Mayıs gecesi sürgüne gönderilen
bir halkın çocukları bir halkın torunlarısınız" ifadesini kullanan
Kurtulmuş, "Her halde dünyada çok az millet bu kadar kısa sürede sürgüne
yollanmış ve zorla sürgünün muhatabı olmuştur. Rakamlar farklı ama iki haftayı
süren bu sürgün sırasında en az 195 bin kişinin yollarda şehit olduğunu
biliyoruz ve bu sürgünden sonra da Kırım halkı için hala bitmeyen bir sürgünün
devam ettiğini, bu sürgünün de muhataplarının burada, bu salonda hala belki
daha iyi şartlarda ama hala sürgünün şartlarını yaşayan Kırımlıların olduğunu
biliyoruz" diye konuştu.
Kurtulmuş, sürgünün Kırım halkının Özbekistan'dan,
Azerbaycan'a, Kırgızistan'a kadar, Türkiye'den Avrupa'ya, Amerika'ya kadar
dünyanın dört bir tarafına yayılmasına neden olduğunu söyleyerek, şöyle devam
etti:
"Nice hüzünler, bireysel hikayeler, zulümlerle
karşı karşıya kalmış bir halktan bahsediyoruz. Ama mücadeleden hiç bir zaman
vazgeçmemiş, milli kimliğini hiçbir şekilde terk etmemiş, adetlerini
geleneklerini, göreneklerini, inançlarını ve yaşayışlarını hiçbir şekilde terk
etmemiş olan bir milletten bahsediyoruz."
Zaman zaman Kırım halkının durumunun iyileşmesini
sağlayacak gelişmeler olduğunu belirten Kurtulmuş, "1965'te Kırım halkının
yeniden kendi ülkelerine 'turist' olarak gelmesini mümkün kılan müsaadeler
ortaya çıkmıştı" dedi.
Kurtulmuş meşhur Kırım Türküsü "Aluşta'dan esen
yeller" türkünün sözlerinin o günlerde yazıldığını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Arabat Köyü'nde yaşayan
insanların dramlarını şöyle anlattı:
"1944 sürgününde herkes sürgüne gönderilirken
bakmışlar ki bir köy unutulmuş. Arabat Köyü halkı yerinde duruyor. Arabat Köyü
halkını sonra gemilere bindirilerek o köyün halkının, Karadeniz'in o buz gibi
sularında nasıl yok edildiğini dünya tarihinin kara bir sayfası olarak
hatırlıyoruz. O günkü Sovyet Sosyalist zihniyetinin çözümden anladığı buydu.
Bir milleti, bir köyü bir geminin içerisine terk edip Karadeniz'in derinliğinde
yok etmek."
-"Yasa dışı ilhakı hiçbir şekilde
tanımıyoruz"
Kurtulmuş, 1978'de ülkesine girişte çeşitli engellerle
karşılaşınca protesto etmek için kendisini yakan ve sonra da hayatını kaybeden
Musa Mahmud'u da rahmetle andığını söyledi.
Kırımlıların tekrar kendi memleketlerine dönmesine
dair bir iyileşmenin 1986'da yaşandığını belirten Kurtulmuş, "Ama maalesef
çeşitli bürokratik engellerle hala Kırım Tatarlarının Kırım'a yeniden geri
dönüşlerinin tam manasıyla sağlanamadığı bir dönemden geçiyoruz" dedi.
Türkiye'nin Kırım Tatarları ile Kırım halkının
ülkelerine dönmeleri önündeki engellerin kaldırılması için çalıştığı dönemde,
2014 yılında, Kırım tarihi bakımından acı bir sayfanın daha açıldığını belirten
Kurtulmuş, "Rusya Federasyonu tarafından Kırım yasa dışı bir şekilde
uluslararası hukuku hiçe sayarak işgal ediliyor, ilhak ediliyor. Türkiye
Cumhuriyeti devleti olarak ve Türk millet olarak başından itibaren bu ilhakı
tanımadığımızı, bu yasa dışı ilhakı hiçbir şekilde tanıyamayacağımızı her
vesileyle ilan ettik, ilan etmeye devam edeceğiz. İnşallah bu yasa dışı ilhak
uluslararası camia tarafından geri çevrilecek ve Kırım halkı istediği şekilde
bu alanda özerkliğine kavuşacaktır" şeklinde konuştu.
- "Sorunları barış ve müzakere yerine silahlarla
savaşlarla halledildiği bir döneme geldik"
"Kırım tarihinin yanında son Ukrayna krizi ile
karşımıza çıkan yeni bir durumu da sizlerle paylaşmayı bir vazife telakki
ederim" ifadesini kullanan Kurtulmuş, konuşmasında şunları kaydetti:
"İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki soğuk savaşı
hep beraber yaşadık. İkinci Dünya Savaşı, öncesi ve sonrasındaki o savaşları,
soğuk savaşın gerginliklerini yaşadık. Derken 1990'lar oldu. 1990'larda Berlin
Duvarı'nın yıkılmasıyla birlikte dünyanın yeni bir döneme gelmekte olduğu
inancı ile yeni bir dünya düzeni kurulacağını zannettik. Artık gerilimlere
dayalı, iki taraflı kutuplaşma siyaseti yerine dünyanın her yerinde çok taraflı
ve barış eksenli yeni bir dünya düzeninin kurulabileceğini ümit ettik. Ama
heyhat. Böylesine bir düzen ümit edilmekle birlikte 1990'dan 2015'e kadar şu
çeyrek asırlık sure içinde dünyada barışa dayalı bir düzen kurmak şöyle dursun,
dünyada daha fazla savaşların daha fazla kargaşaları daha fazla kanın daha
fazla gözyaşının aktığı bir duruma geldik.
Dünyanın her yerinde sorunlar uluslararası camia
tarafından çözülemez. Sorunların barış ve müzakere yerine, silahlarla
savaşlarla halledildiği bir döneme geldik. Yakın ve uzak coğrafyamız Türkiye'nin
yakın çevresi başta olmak üzere bir büyük türbülans, bir büyük savaşlar
düzeninin, döneminin içine girdik. Bugün baktığımızda Libya'da, Mısır'da,
Yemen'de, Suriye'de, Irak'ta birçok bölgemizde fiili savaşların devam ettiği
burada ülkelerin iç savaşların ve kargaşaların sürdüğünü görüyoruz. 90'ların
başına gittiğinizde Ruanda'dan Irak'ın işgaline kadar, Afganistan'daki savaştan
dünyanın dört bir tarafına kadar her tarafta kan döküldüğünü, her tarafta
zulümlerin, iç savaşların ve çatışmaların oluğunu görüyoruz."
Ukrayna krizi ve buna bağlı olarak Kırım'ın ilhakının
üzerinde uluslararası camianın hassasiyetle durması gerektiğini belirten
Kurtulmuş, "Dünyanın gözü önünde hatta uzaktaki savaşlara dünya seyirci
kalabilir, diyelim Yemen'deki bir iç savaş veya Ruanda'daki bir iç savaş
uluslararası bir camiayı çok ilgilendirmiyor olabilir. Buralarda akan
kanlardan, Hutilerle Tutsilerin birbirlerini öldürmesinden kılı kıpırdamayanlar
olabilir. Irak'ta 1,5 milyona yakın insanın iç çatışmalarda ve işgalde ölmesine
kimse ses çıkarmamış olabilir ama Ukrayna'dan bahsediyoruz. Avrupa'nın hemen
kıyısı, dünyanın ortası burada bu bölgede Kırım ilhak ediliyor, Ukrayna bir
kriz ile karşı karşıya kalıyor ve dünya bu sorunu çözmekte aciz duruma
düşüyor" diye konuştu.
- "Dünyanın sorunlarının çözümü, 5 tane ülkenin
iki dudağı arasına bırakılamaz"
Türkiye'nin son yıllarda ısrarla "Dünya beşten
büyüktür" vurgusu yaptığını hatırlatan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Dünyanın sorunları, dünyanın sorunlarının
çözümü, 5 tane ülkenin iki dudağı arasına bırakılamaz. Dünya sisteminin
böylesine sorun çözme yeteneğinden uzak bir şekilde uluslararası siyaseti
yönetemez. Allah aşkına Ukrayna'daki bu uluslararası hukuka aykırı işgali nasıl
sona erdireceksiniz. Birleşmiş Milletler'den karar almanız lazım. Rusya
Federasyonu Birleşmiş Milletlerin daimi üyesi veto sahibi üyesi olarak alınacak
her kararı veto etme hakkına sahip olduktan sonra siz Allah aşkına bana söyler
misiniz Rusya'ya nasıl Rusya'nın Ukrayna'da işgalci olduğunu, Kırım ilhakının
hukuksuz olduğunu kabul ettireceksiniz.
Dolayısıyla bu dünya sistemi bu şekilde devam edemez.
Dünya sistemini barışçıl, müzakereye dayalı, çözme yeteneğine sahip yeni bir
çözümü bulması ve dünya sistemini yeni bir yapıya doğru yol alması zorunludur,
kaçınılmazdır. Türkiye olarak nasıl Ukrayna'nın, Ukrayna krizinin çözülmesini,
nasıl Kırım halkının özerkliğini sonuna kadar savunuyorsak, dünya sisteminin
çözme yeteneğine sahip yeni barışçıl bir sistem haline gelmesi için de
fikirlerimizi her platformda söyledik, söylemeye de devam edeceğiz."
Kurtulmuş, Türkiye olarak, Kırım halkının lehine
olacak görüşleri tüm uluslararası platformlarda dile getirdiklerine dikkati
çekerek, "Türkiye'nin kurum ve kuruluşlarıyla, TİKA'yla, Yurtdışı Türkler
Akraba Topluluklar Başkanlığıyla, Diyanet işleri Başkanlığımızla, Dışişleri
Bakanlığımızla ve ilgili bütün kurumlarımızla Kırım'da halkımızın ihtiyacı olan
her işi yapmak için elimizden gelen gayreti ortaya koyuyoruz. Bundan sonra daha
zor ama bu gayretleri yine göstereceğiz ve Kırım halkının mekteplerinin
inşasından, mescitlerinin inşasına kadar, hastanelerine ve sosyal projelerine
kadar hangi ihtiyaçları varsa bu ihtiyaçları gidermek için elimizden gelen
gayreti ortaya koyacağız" diye konuştu.
Dünya Kırım Tatar platformuna her konuda destek
vermeye, destek olmaya devam edeceklerini belirten Kurtulmuş, sivil toplum
kuruluşları vasıtasıyla Kırım Tatar halkının yanında olmaya devam edeceklerini
söyledi.
Kurtulmuş sözlerini şöyle tamamladı:
"Bütün bunları yaparken demin ifade ettiğim gibi
barışa dayalı, insan hak ve özgürlüklerine dayalı, bütün milletlerin eşit
egemenliğine dayalı bir dünya sistemi kurulabilmesi için her türlü fikri her
platformda dile getirmektir. Ümit ediyorum ki Kırım halkının asırlar süren bu
acı ve hüzün dolu tarihi 1944'ten beri devam eden açıkça devam eden sürgünü ve
2014'den bu yana devam eden uluslararası hukuka aykırı, uluslararası hukukun
tamamen ayak altına alındığı bu haksız işgali sona erer ve Kırım halkı
kendisine yakışır vakar içerisinde kendi topraklarında kıyamete kadar özgür bir
millet olarak yaşamaya devam eder."
- Kurtulmuş Ukrayna Dışişleri Bakanı Klimkin ile
görüştü
Öte yandan, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş,
Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin ile bir araya geldi. Basına kapalı
gerçekleşen ikili görüşme de Kırım ve bölgedeki gelişmelerin ele alındığı
öğrenildi. Kurtulmuş'un, Klimkin'e, Türkiye'nin son günlerde teröre karşı
başlattığı mücadele hakkında bilgi verdiği, PKK, DAEŞ ve DHKP-C'ye yönelik
operasyonların haklılığına vurgu yaptığı belirtildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet
Davutoğlu'da hayırlı olsun mesajı gönderdiği toplantıya Ukrayna Dışişleri
Bakanı Pavlov Klimkin, ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass'ın da aralarında
bulunduğu çok sayıda yabancı misyon şefi de katıldı.
- Bostancı: "İnsanların vatanlarına dönmeleri
önündeki engel bir insanlık suçudur"
TBMM Başkanvekili Naci Bostancı, toplantıda yaptığı
konuşmada, "İnsanların vatanlarına dönmeleri önündeki engel bir insanlık
suçudur. Biz Kırım Türklerinin barış ve huzur içinde bir vatan kurmasını
yürekten destekliyoruz, sadece yürekten değil siyaseten de destekliyoruz"
diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, Türkiye
Cumhuriyeti'nin hangi parti ile yönetilirse yönetilsin Kırım halkının haklı
davasını sonuna kadar savunacağını söyledi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel de
konuşmasında, "Ben siyasetçiyim. Bir partinin genel başkan yardımcısıyım
ama ben sizin bir evladınızım" dedi. Kırım'ın haklı mücadelesinde hiçbir
zaman silaha ve şiddete tevessül edilmediğini söyleyen Demirel, dünyanın
neresinde olursa olsun haksızlığa uğrayan tüm soydaşlarının yanında yer
alacağını dile getirdi.
0 yorum:
Yorum Gönder
Lütfen konuyla alakalı yorumlar yapın. Kırımın Sesi