Sarıkamış'ın son esiri sancaklarımız, hala Rusya'da




Sarıkamış harekatı, şehit olan binlerce Mehmetçik ile anılırken Yedikıta Dergisi, harekat sonrasında Rusların eline geçen Türk sancakları ile ilgili dikkat çeken bir haber yayınladı.
Savaşın ardından Ruslar’ın eline geçen sancakların Ruslar tarafından nasıl propaganda malzemesi olarak kullanıldığının anlatıldığı haberde, Sarıkamış'ın son esiri sancakların ait olduğu topraklara getirilmesi çağrısında bulunuldu.
Yedikıta tarih dergisi, Aralık sayısında Sarıkamış harekatı sırasında Rusların eline geçen ve 101 yıldır bu ülkede bulunan alay sancağıyla ilgili özel bir dosya hazırladı.
Doç. Dr. Tuncay Öğün’ün kaleme aldığı makalede Sarıkamış harekatında yaşanan büyük trajedinin ardından ordumuza güç kuvvet veren alay sancaklarının Rus ordusuna esir düşmemesi için verilen mücadele anlatılıyor.
Öğün’ün anlatımıyla Sarıkamışta’ki yenilginin ardından Erzurum’a nakledilen alay sancaklarının başına gelen ihmalkârlıklar nedeniyle Rus askerlerinin eline geçişine ilişkin dikkat çeken bilgiler dosyada yer alıyor.
Yüz yıl öncesine ait tarihi gerçeklere ilişkin dosya haberden bazı bölümler şöyle:
'NAKİL EMRİ ENVER PAŞA’DAN GELDİ' Sarıkamış Harekâtı’na katılan birliklerimizin dondurucu kış şartlarında eridiğini gören Ruslar 1 Ocak 1915’te karşı taarruza geçtiler. Bunun üzerine orduya ricat emri verildi.
Ruslar ricat yollarını keserek Türk kuvvetlerini teslim almayı amaçlıyordu. Bu taarruz karşısında Başkumandan Vekili Enver Paşa, bir emirle şeref timsali sancakların düşman eline geçmemesi için güvenli bir şekilde Erzurum’a gönderilmesini istedi.
Sarıkamış Harekâtı’nda, her biri üç tümene sahip 9. ve 10. Kolordular vardı.
Her tümenin üç alayı ve her alayın da bir sancağı bulunduğundan bu emir toplam 27 alay sancağının Erzurum’a gönderileceği anlamını taşıyordu.
Harekât öncesi Erzurum’dan getirilerek 5 Eylül 1914 tarihinde Erzincan’ın Cihadiye Meydanı’nda düzenlenen büyük bir törenle alaylara “manevî silah” olarak verilen sancaklar, bu emir üzerine büyük bir gizlilik ve titizlikle gözyaşları içinde geldikleri yere nakledildi.
Ne yazık ki uğrunda canlar feda edilerek savaş alanından çıkarılıp Erzurum’a ulaştırılan alay sancakları orada da düşman eline geçmekten kurtulamadı.
Ertesi yıl taarruza geçen Ruslar, 16 Şubat 1916’da Türk kuvvetlerinin boşalttığı Erzurum’a girdiklerinde oradaki depolarda bol miktarda erzak ve mühimmatın yanı sıra 9 adet alay sancağı da buldular. Üzerlerindeki al rengi ecdat kanından alan bu sancaklar, şehir boşaltılırken ihmalkârlığın çok hafif kaldığı, bir disiplinsizlik ve aymazlığın sonucu olarak depolarda unutulmuşlardı.
'SANCAKLARIMIZ RUSYA’DA SOKAKLARDA GEZDİRİLDİ' Ruslar bu durumu ciddi bir propaganda malzemesi haline getirdiler. Ele geçirilen 9 alay sancağımız, zafer nişanesi olarak Çarın Petrograd’daki sarayına gönderildi.
Orada kalabalık bir halk kitlesi ile sokaklarda gezdirildi. Şehir şehir dolaştırıldı. Rus askerlerinin elindeyken çekilen fotoğraflarını, gazete ve dergilerinde yayınladılar.
En sonunda da sergilenmek üzere Petrograd’ın en eski katedrallerinden biri olan St. Peter ve Paul Katedrali’ne gönderdiler ve orada mektep çocuklarına teşhir ettiler.
Ordumuzun alay sancaklarının ele geçirildiğini, o tarihte Rusların en önemli müttefiki olan İngiliz gazeteleri de büyük bir memnuniyetle yazdılar. Rus askerlerinin Osmanlı sancaklarıyla çektirdiği fotoğrafları yayınlayarak sevinçlerine ortak oldular.
Fakat Türk halkı bu olup bitenlerin hiç birinden haberdar edilmedi. Türk basını bu konu hakkında tek satır bile yazamadı. Zira Sarıkamış mağlubiyetini sansürleyen irade büyük bir sorumsuzluk eseri olarak alay sancaklarının depolarda unutulduğunu, ordunun namus ve şerefine leke sürüldüğünü, Sarıkamış şehitlerinin aziz hatırasına sahip çıkılamadığını açıklamaya cesaret edememişti.
Erzurum’da unutulan sancakların halen St. Peter ve Paul Katedrali’nde olup olmadıklarını bilmediklerini yazan Yedikıta Dergisi, Sarıkamış’ta ele geçen bir sancağın Moskova Devlet Tarih Müzesi’nde sergilendiğini kaydetti.
Dergi, “Uğrunda binlerce kahramanın kendini feda ettiği bu sancağın aradan yüz yıl geçmesine rağmen esarette kalması, yurdunu ve milletini seven hiçbir vatan evlâdının içine sindirebileceği bir durum değildir.” diyerek Sarıkamış’ın son esirinin kurtarılması çağrısını yaptı."

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen konuyla alakalı yorumlar yapın. Kırımın Sesi