TÜRK DÜNYASINDA KIRIM TATAR TÜRK KADINLARININ SOSYAL VE SİYASİ HAYATIMIZDA OYNADIKLARI ROL


TÜRK DÜNYASINDA KIRIM TATAR TÜRK KADINLARININ SOSYAL VE SİYASİ HAYATIMIZDA OYNADIKLARI ROL

   Kırım tatar Türk halkının tarihi trajedisi; onun vatanından sürgün edilmesi ve tekrar doğduğu topraklara geri dönmesi unutulacak tarihi bir olay değildir. Unutmamak gerekir; kadın Türk toplumunda her zaman milleti oluşturan fertlerin doğup-büyümesinde ve büyütülmesinde, eğitilmesinde büyük ve önemli bir yer tutar. Kırım Tatar Türklerinin milli tarihinde eğitim görmüş ve çok iyi tahsil almış birçok kadın, önemli ve mesuliyetli devlet görevlerinde hizmetlerde bulunmuştur. Kırım Tatar Türklerinin sürgün edildikleri topraklardan yeniden doğdukları topraklara geri dönmesinden sonra, Tatar Türk kadınlarına toplum içinde olan ihtiyaç günden güne artmaktadır. Kadın devlet görevlileri hizmet ettikleri alanlarda, erkek meslektaşları ile devamlı rekabet içindedir. Kırım Tatar Türk kadınlarının önemi dil öğretimi, kültür ve geleneklerin yaşatılması alanlarında gün geçtikçe hissediliyor. Kırım tatar Türk kadınlarından Şefika Sultan Gaspıralı, Ayşe Seyitmurat, Sabriye Seut, Sabriye Erecepova, Fatma Yazıcı, Sıdıka Cemil ve Zampıra Asanova Türk Dünyası Kadın hareketleri tarihinde çok önemli yer tutmaktadır. Kırım tatar Türk Kadınları, çocuklarını geleneksel yollarla terbiye ederek bu çetin işi başarmış ve Türk Dünyası kadınları arasında kırılmaz Türk iradesinin sembolü olmuşlardır. Bu akademik araştırmamızda Kırım Tatar Türk kadınının Türk Dünyası toplumunda üstlendiği kültürel ve siyasi yükünü ortaya koymaya çalışacağız. Bu siyasi yükün tarihi süreç içerisinde daha iyi anlaşılmasını sağlamak bu araştırmamızın ağırlık noktasını teşkil edecektir.
   Kırım Tatar hanımı binyılların medeni mirasın taşıyıcısı, koruyucusu ve aktarıcısıdır. Müslüman kadını, evin direği olarak kendi erkeğini görür, köle zihniyetinden uzaktır ve ailesini, dolayısıyla toplumunu progressif gelişime sürükler. Hanım güzel, zarif ve ağırbaşlıdır. Sözler yetersiz kalır bizim hanımlarımızın vasıflarını söylersek.
  Bugünkü dünyada, Kırım Tatar halkın medeni gelişimi işlerinde isterim ki, hanımlarımız yine ilerici rol oynasın, ilk saflarda yer alsın.
   Kırım’ın bugün tahsil sisteminin büyük kısmını hanım-öğretmeni ve eğitmenler oluşturur (5000). Sağlık sistemi içerisinde de çalışan kadınların oranı % 50. Sanat sahasında çalışan kadınlarımızın oranı % 30.
    Devlet yönetiminde hanımlarımızın oranı % 10.
    Hanımların büyük ve küçük işletmelerin başında görürüz. Sanayi, hizmet sektörü ve diğer iş alanlarında kadınların oranı %10.
    Kırım Hanlığından itibaren bugüne kadar kadın her zaman serbestti. Kadın sosyal olarak bazı hak ve imtiyazlara sahipti. Çağdaş Avrupa hanımı bütün bunlardan mahrumken, Kırım Tatar hanımı hür ve hukuk tarafından korunmuştur.
    Kırım Hanlığı eski Türk töreye sahip, örf-adet ve gelenekleri güden bir devletti. Saray hanımları zamanla Osmanlı Sarayı ve saray geleneklerin etkisinde kalır, daha sık ve sınırlı hayat yaşar, avam halktan olan herhangi bir Tatar hanımı ise özgür, serbest, haklara sahip ve çalışan olarak kalmıştır.
Böyle bir kadın kendi sosyal çerçevesi içinde daima saygı görür, menusuyla, onuruyla bilinirdi. Elbette, ona yönelik bu tarz davranışı hak eder, kendisi bu ortamı oluştururdu.
   Ataların ananeleri, töre, milliyi şuurla küçük yaştan büyütülen kız çocuğu milliyi mantalitenin sahibi, eski geleneklerin taşıyıcısı ve koruyucusu olarak toplumda yaşardı. İyi hayat arkadaşı, iyi anne olmalıydı. Erkekler ise kadınlarını korumak ve yardımcı olma vazifesinden mesuldü.
   Kadın evvel Allah ev ocağının koruyucusu, aileyi bir arada tutan, yöneten ve doğru yola sevk eden bir unsurdur. Dolayısıyla Kırım Türk Tatar Müslüman toplumunda evlilik kurumu kutsal ve en mühim idi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen konuyla alakalı yorumlar yapın. Kırımın Sesi